İngiltere 1946. Ellie Parsons gergindir, küçük oğlu Emmett'le birlikte İngiltere'den ayrılıp nihayet kocası Thomas'la birlikte Newfoundland Kanada'da yaşayacaktır ve İkinci Dünya Savaşı nedeniyle onu iki yıldır görmemiştir. Babası Henry ve kız kardeşi Dottie'ye veda etmek gerçekten çok zor ve Atlantik Okyanusu'nu geçerek dünyanın öbür ucuna gidiyor ve onları bir daha ne zaman görecek? Thomas evde yaşıyor, ailesiyle kalıyor, savaş yaraları iyileşiyor ve yaralarının ne kadar ağır olduğu hakkında hiçbir fikri yok? İngiltere'den ayrılır, çok heyecanlı savaş gelinleri ve küçük çocuklarla dolu bir gemiyle yola çıkar. Ellie vardığında büyük bir şok yaşar, kocasının yaraları düşündüğünden daha kötüdür ve Newfoundland evine hiç benzememektedir. Tippy's Tickle'da yaşam koşulları çok ilkeldir, yeni evliler kocasının ailesiyle yaşamaktadır, kayınvalidesi Ellie'nin yaptığı her şeyi kusurlu bulur ve onu sevmez. Eylül 2001. Sophie Parry, New York'ta önemli bir iş toplantısına giderken Newfoundland'a yönlendirilen bir uçaktadır. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur, Amerika'nın teröristler tarafından saldırıya uğradığını öğrenince şok olur ve Newfoundland'da yaşayan teyzesi Ellie'yi arayıp birkaç günlüğüne yanında kalıp kalamayacağını sormaya ve sonunda onunla tanışmaya karar verir. Nedense Sophie'nin annesi Dottie'nin kız kardeşiyle arası pek iyi değildir, birbirleriyle iletişim kurmazlar ve Sophie hep nedenini merak etmiştir?
Üç kadının hikâyesi: Willow, müzik dünyasında kendine bir yer ve hayatına bir yön bulmaya çalışan bir folk şarkıcısı/müzisyen. Samantha, uzun süreli partneri Asher ile büyük bir kavgadan sonra ayrıldıklarından beri şirketi zor durumda olan bir video oyunu tasarımcısı olan kız kardeşidir. Teyzeleri Gloria, ünlü müzisyen anneleri aşırı dozdan öldükten sonra kızlara bakan emekli bir uçuş görevlisidir. Üçü de kendi kişisel sorunlarının üstesinden gelmeye çalışırken, Gloria'nın sakladığı eski bir sır ortaya çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve hayatını değiştirecek bir karar vermek zorunda kalabilir.
Ailenin başında, sağlığı bozulmaya başlayan ve bakıcısı kaybolduğunda çok üzülen aile reisi Lillian vardır. Torunu Zoe ve büyük torunu Isabel, Lillian'a yardım etmek için Amerika'dan dönerler. Zoe, en yakın arkadaşının başına gelmiş olabileceklerin travmasıyla yüzleşmek, yıkılmış bir ilişkiyle yüzleşmek ve nihayetinde kendisini 7 yaşında terk eden annesini affedip affetmeyeceğine karar vermek zorundadır. Ergenlik çağındaki Isabel, her gün yanında taşıdığı aşağılanmayı annesine nasıl anlatacağını bulmaya çalışıyor. Son olarak, Zoe'nin annesi Poppy, kızının kendisini affetmesini ve torunuyla bir ilişki kurmasına izin vermesini umutsuzca istemektedir. Ancak Poppy geçmişte yaptıklarının etrafındaki insanları nasıl incittiğini gerçekten anlamış mıdır?
Hepsi ellili yaşlarda olan beş arkadaş, ortak kaynaklarını bir araya getirip İngiltere'den Fransa'nın kırsal kesiminde ortak bir mülke taşınmaya karar verdiklerinde, Alpes-Maritime bölgesindeki küçük Saint-Michel-sur-Verais kasabasında bulunan güzel Château d'Aubert'i keşfederler. Şato çok güzeldir, ancak bazı alanların yenilenmesi gerekmektedir, beşli şatoyu çarpıcı bir eve dönüştürmeye koyulur. Ancak, tüm eski binalarda olduğu gibi keşfedilecek çok şey vardır ve şatoyu çevreleyen gizemli hava ve zaman zaman ortaya çıkan hayaletimsi hisler onları şatonun tarihinin daha da derinlerine çeker.